Yerçekimsiz Mekân: Yeryüzü Kooperatifi

yeryuzu-kooperatifi-roportaj

İyi, temiz ve adil gıda için yola çıkan Yeryüzü Kooperatifi Bostancı’daki yeni dükkanını ziyaret ettik. Dükkânda birçok vegan ürün bulunuyor!

 

Kooperatifi daha iyi tanımak için 18 Nisan’da Yeryüzü Derneği gönüllüsü ve Yeni İnsan Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Aytaç Timur ile röportaj gerçekleştirdik.

 

Merhabalar Aytaç bey, Yeryüzü Kooperatifi’nin kurulma süreci ve amacını kısaca anlatabilir misiniz? Dükkânda yer alan vegan ürünler bu süreçte nasıl bir farklılık oluşturdu?

Aytaç Timur: Yeryüzü Kooperatifi’nin temel amaçlarından biri iyi, temiz ve adil gıdaya ulaşmak. İyiden, temizden ne anlaşıldığını bir kenara bırakalım ama adil ürün dediğimiz zaman işte o vegan ürün. Neden, çünkü vegan ürünlerde hayvan sömürüsü yok. Biz genel olarak hayata baktığımızda dört tane sömürünün karşısında direnmeye çalışıyoruz. Emek sömürüsü, kadın sömürüsü, doğa sömürüsü ve hayvan sömürüsü. Yeryüzü Kooperatifi’nde vegan olsun, vejetaryen olsun ya da navegan olsun insanların hepsinin böyle bir hassasiyeti var. O yüzden, vegan ürünlerle bulunduğumuz dükkânda insanları buluşturmak bana gurur veriyor. Bugün bu sözünü ettiğiniz ürün gamındaki ürünleri üreten üreticilerin hayata bakışları, nitelikleri, onlarla iletişime girmek, bunları etkileşime döndürmek beni ayrıca mutlu ediyor.

 

Peki, en başından beri vegan seçenekler var mıydı?

Aytaç Timur: Tabii ki. Dükkânda çeşitli görsellerle vegan ürün bulunduğu da belirtiliyordu.

 

Kooperatifle birlikte veganlıkla ilgili sizin ya da ekibin düşünceleri değişti mi, nasıl değişti?

Aytaç Timur: Elbette değişti. Özellikle benim yayınladığım veganlıkla ilgili kitaplar var, onların burada bulunması, yaptığımız etkinliklerde vegan tariflerin anlatılması, veganlıkla ilgili sohbetler, tüm bunlar özellikle Ozan Keçecioğlu’nun önderliğinde her zaman yayıldı. Pek çok insan gelip sayenizde vegan oldum dedi. Elbette farkındalığın artmasında kooperatifin, buradaki ürünlerin ve söyleşilerin çok önemi var.

 

Ürünler dışında veganlık/hayvan haklarıyla ilgili ne gibi çalışmalara yer verdiniz?

Aytaç Timur: Söyleşiler organize ediyoruz. Her ay bir kez yaptığımız ileri dönüşüm şenliğinin programına bakarsanız büyük oranda veganlıkla ilgili söyleşilerin olduğunu görebilirsiniz. Farklı yaklaşımlardan kişileri davet etmeye çalışıyoruz. Elbette fikirler başka başka olabilir.

 

Veganlık kaç günlük iş Türkiye’de… Eskiden Türkiye’de olanlar vejetaryendi. Nasıl veganlık girdi? Bu etkileşim, bu söyleşiler, bu işin yayınlarla duyurulması ve aynı zamanda hayvanlara yapılan bu zulmün zalimliğin sosyal medya çıktıktan sonra herkesin gözünün önüne düşmesi sayesinde. Yoksa hayvanlara mal gibi bakılıyordu, hatta kaynak deniyordu onlara. Varlıkları bile reddediliyordu. Bugün artık hayvanlara doğaya kaynak demek ayıp karşılanıyor.

 

Yeryüzü Kooperatifi olarak bundan sonrasında veganlık/hayvan hakları üzerine nasıl çalışmalar yürütmeyi ve geliştirmeyi planlıyorsunuz?

Aytaç Timur: Biliyorsunuz veganlığın da değişik renkleri var. Bunların hepsiyle etkileşim, iletişim halindeyiz. Her türlü çabayı kıymetli görüyoruz. Özel olarak tabii ki hepimizin fikirleri farklı ama gerçekten hayvan refahı söz konusu olduğu zaman, daha da geniş anlamda söylersem, sömürünün karşısında dikildiğiniz zaman her çaba kıymetli. Elbette bu söyleşilerle birlikte, sizinle de film gösterimlerine başlamayı çok istiyorum. Çünkü görsellik, farkındalık anlamında çok etkili. Kitaplar, farkındalık anlamında çok etkili. Bu da eninde sonunda bir farkındalık meselesidir. O yüzden bu farkındalığın paylaşılmasında bizimle paydaş olmak isteyen her türlü kolektife, topluluğa, komüne, sivil topluma açığız.

 

Veganlıkla ilgili müthiş bir literatür var, her gün yeni bir bilgi ortaya çıkıyor. Bunları bizim de öğrenmeye ihtiyacımız var. Çünkü bizim Yeryüzü Kooperatifi’nde “yaşam boyu öğrenme” diye bir sloganımız var. İyiye, güzele, sömürüsüz bir dünyaya el birliğiyle, direnerek ulaşacağız topluluğumuzla. Bizim için en kıymetli şeylerden biri topluluk olmak. Çünkü, mevcut sömürü sistemi çok güçlü bir akıl tarafından yönetiliyor. Bizim tek tek bu akılla başa çıkmamız çok zor. Bugün veganlığın karşısına dikilenler yok B12 vitamini, yok kansızlık diyor. Bir sürü literatür çalışması var yayınlatacak tıp dergisi bulunamıyor. Bunun yerine ne yayınlanıyor, habire B12 eksikliği. Bugün biz çok iyi biliyoruz ki, naveganlarda daha çok B12 eksikliği var. Ama bu yalanlar zinciri büyük bir aklın propoganda makinesiyle, ki bunun adına Adorno “Kültür Endüstrisi” diyor. Kültür Endüstrisi ilkokul 1’den başlayarak insanlara ezberletiliyor. Bizim bunun karşısında direnebilmemiz için mutlaka topluluklar halinde örgütlenmemiz gerekir diye düşünüyorum.

 

Biz her türlü paydaşlığa her zaman açığız. Yeryüzü Kooperatifi’ni yerçekimsiz bir mekân olarak tanımlıyoruz. Yani buraya girip çıkmak için belirli zorunluluklar, ön koşullar, ortak üye vb. şeyler yok. Her zaman bir arada olmaya ve omuz omuza vermeye büyük önem veririz.

 

Röportajı gerçekleştiren: Meryem Betül Erişen