
Vegan Aktivizmde Kendini Gözetmenin Önemi
Aktivizm, daha özel olarak ise vegan aktivizm çoğunlukla aktivistler için birtakım hayat amaçları oluşturmayı gerektiren kapsamlı bir yapıdır. Bu hayat amaçlarını aktivizm sürecinin verimliliği açısından iyi belirlemek ve pratik hayata uygulanabilir bir çizgide tutmak mühimdir.
Nitekim aktivizm çoğunlukla birtakım ideolojilerin farkındalığını arttırmak temellidir; özellikle insanlarla iletişim kurmayı gerektiren aktivizm gibi bir yapının başarılı olabilmesi ise pratik hayattaki işlevselliğine ve çoğunlukla aktivistlerin niteliğine bağlıdır.
Buradan hareketle bu makalede konu edeceğimiz şey, özellikle vegan aktivizm sürdüren kişilerin aktivist yaşantılarında kendi öz bakımlarına; yani fizyolojik, zihinsel ve psikolojik sağlıklarına vermeleri gereken önem olacak.
Çeşitli aktivistlerin bu bağlamdaki yaşadıkları ve yaşayabilecekleri potansiyel konular vurgulanarak konu özelinde bir sentez çıkarılacak ve genel anlamda vegan aktivizmde öz bakımın öneminden bahsedilecek.
-
Vegan Aktivistlerin Savundukları İdeolojiye ve Kendilerine Karşı Ne Gibi Sorumlulukları Olabilir?
Veganizm, üzerinde durduğu konular itibariyle çoğu kişinin derin üzüntü ve şaşkınlık yaşayabileceği acılardan bahseder ve bu acıların hak temelli olacak şekilde sonlandırılması için çaba gösterir. Öyle ki çoğu vegan özellikle Veganlığın argümanlarını öğrenmeye başladığında gerçekten de bu türden duyguları deneyimlemiştir. İnekler, tavuklar, koyunlar, arılar, domuzlar ve daha birçok hayvan gözle görülür ve normalleşmiş acılara maruz bırakılarak yaşam sürmektedir. Bir veganın veya vegan argümanlarını destekleyen çoğu kişinin, memeleri şişmiş ve artık yürüyemeyecek halde olan bir ineğe karşı vicdanen rahatsız olmaması pek mümkün değildir. Devekuşlarının çok bilindik moda markaları için çeşitli yöntemlerle derilerinin yüzülmesi esef vericidir ve hak bakımından hiçbir anlamlı açıklaması yoktur. Dolayısıyla tüm bu acıları insanlara anlatmak ve hiçbirinin yaşanmayacağı bir düzenin oluşması için çaba gösteren vegan aktivistler, hem kendilerine yönelik hem de savundukları ideoloji kapsamında birtakım sorumluluklara sahiptir. Zira aktivist olmak her ne kadar savunulan bir düşünceye bağlı kalmayı gerektirse de, o düşünceyi pratik hayata en doğru şekilde işlemek çok mühimdir. Kişinin savunduğu düşünceyi kendi öz bakımını aksatmadan yapması, savunduğu düşüncenin farkındalığını daha iyi oluşturabilmesi için bir gereklilik halini alabilir; aynı zamanda bireysel yaşantısı için aktivist özelliğini bir kenara bırakabileceği zamanlar oluşturması ve bunun kendisine yönelik bir sorumluluk olduğunun farkında olması çok mühimdir.
Tükenmişlik Sonrası Kendimize Yönelmek
Birçok acıyı ortadan kaldırmak ve insan dışındaki canlıların da haklarının verilmesi için çaba gösteren Veganizm, sürekli olarak bu çaba içerisinde olacak vegan aktivistler için bir dizi öz bakım gerekliliğini de beraberinde getirir. Aktivizm hayatını tüm bir hayatının merkezine koymayı ve dolayısıyla bireysel alanlarından birtakım fedakarlıklar yapmayı tercih eden vegan aktivistler, özellikle böyle bir hayatı uzun soluklu devam ettirdiklerinde kendi hayatlarına yönelik birtakım tükenmişlikler hissedebilir. Bu tükenmişlik çoğunlukla Veganlığın argümanlarından bağımsız olarak acı karşısında artık bir şeyler hissetmemek veya ileri derecede bir şeyler hissetmek üzerinedir. Eylemlilik takvimi yoğun olan ve böylelikle bireysel olarak kendisine çok az zaman bırakan bir vegan aktivist, bir süreden sonra yaşamında birtakım şaşmalar hissedebilir; öyle ki caddelerdeki dönercilerin önlerinden geçerken üzüntü sonucu yoğun bir duygu patlaması yaşayabilir veya artık herhangi bir duygu hissedemeyecek kadar duyarsızlaştığını fark edebilir. Bu durum vegan aktivist için bireysel yaşantısındaki öz bakımın yokluğu veya azlığı durumunda ortaya çıkması mümkün olan çok doğal bir şeydir. Zira hayatımızdaki hemen her şeyde de tam olarak bu durumu görebiliriz. Sürekli olarak paragraf sorusu çözmek bir süreden sonra çok sıkıcı gelebilir, kendimizi tam olarak soruya vermemize engel olabilir veya daha birçok dengenin kaybolduğu hisler yaşatabilir. Aynı şekilde sürekli olarak Veganlık özelinde eylemlilik halinde olmak, Veganlığın sonlanmasını istediği yoğun acıya ve hak temelli problemlere baktığımızda, vegan aktivist için muhakkak öz bakım gerekliliğini doğuracaktır. Bu gerekliliğin ne zaman vuku bulacağı elbette kişinin karakter yapısıyla da alakalıdır. Kimi vegan aktivistler bu türden denge kayıplarını uzunca bir süreden sonra hissedebilir, kimi çok kısa sürede hissederek çözüm arayışlarına geçer veya kimi de bu hisleri kaldıramayacağını düşünerek aktivist yaşantısından geri adım atabilir. Tüm bu örnekler ve daha nicesi kişinin doğru ve iyi bir öz bakım süreciyle atlatabileceği meselelerdir. Böylelikle kişinin yaşamının bireysel alanını da kapsayacak şekilde bir vegan aktivizm sürdürmesi, kendini gözetmesini gerektiren birtakım olaylar ortaya çıkarır; bu olaylarsa bahsedildiği gibi çözümü olan ve hayatın daha birçok alanında ortaya çıkabilecek konulardan oluşur.
Kendimiz için Olduğu Kadar Düşüncelerimiz için de Sorumluyuz
Vegan aktivistlerin kendilerini gözetmeleri yalnızca bireysel yaşamlarını iyileştirmek için değil, aynı zamanda aktivizm yaşamlarını da olumlu etkileyebilecek katkılar sunabilir. Öyle ki daha zinde bir fizyolojik, psikolojik ve zihinsel durum çok daha verimli bir şekilde istenilen eylemlilik takvimine uyum sağlayabilir. Böylelikle Veganlığın insanlara aktarılması çok daha sağlıklı olur ve vegan olmaya aday kişi Veganlığın argümanlarını çok daha iyi bir aktarımla öğrenebilir. Dolayısıyla kişinin kendi öz bakımına yönelik bu girişiminin çeşitli alanlar üzerinde yarar katabileceğini söyleyebiliriz. Ayrıca vegan aktivistler, kendi yaşamlarına yönelik de birtakım ahlaki yükümlülüklere sahip olduklarını unutmamalıdır. Nasıl ki insanlar haricindeki canlılara karşı sorumluluklarımız olduğundan söz ediyorsak, kendimize karşı da birtakım ahlaki sorumluluklarımız olduğunu bilmeliyiz. Pratik hayata uygun olmayan ve sürekli eylemliliği gerektiren bir aktivizm sürdürmek veya bireysel yaşantımıza çok az zaman ayırmak birtakım sorumluluklar oluşturur. Bu sorumlulukların yerine getirilmesi öncelikle kendi yaşantımızı çok daha iyi kılar, sonrasında da savunduğumuz düşüncelere ve yatkınlıklarımıza tahmin edemeyeceğimiz ölçüde olumlu tesir edebilir.
Sorumluluklar Kendi Başlarına Kıymetlidirler
Daha farklı bir açıdan ise kişinin kendini gözetmesi, kendisini daha iyi bir yaşama layık görmesi ve savunduğu görüşü çok daha iyi bir şekilde savunması kıymetlidir. İnsanların elbette ne kadar sağduyulu olurlarsa olsunlar bazı şartlarda duyarlılıklarının zedelenmesi, kendilerini savundukları anlayışa tam olarak odaklayamamaları mümkündür. Sürekli olarak bir akış içerisinde olan yaşam düzeni gerekli müdahaleler olmadan denge kayıpları yaşatabilir. Vegan aktivizm sürdüren kişinin bu türden bir denge kaybı yaşaması bu bakımdan anlaşılır görülmeli ve çözümünün olduğu bilinmelidir. Aktivist yaşantıları yoğun olmasına rağmen herhangi bir denge kaybı yaşamadığını veya yaşamayacağını ileri süren aktivistler ise bilhassa dikkat etmelidir; zira birçok duygudurum değişimi aniden meydana gelir ve çoğunlukla belirtileri yok denecek kadar az olur. Bu sebeple kişinin karakter özellikleri ve aktivist yaşamları ne olursa olsun kendilerini gözetmeleri, öz bakımlarına gerekli hassasiyeti vermeleri ve hem kendileri hem de savundukları ideoloji için iyi bir yaşam planı oluşturmaları muhakkak verimli olacaktır. Güzel bir sinema akşamı, bir gezinti planı veya arkadaş ortamlarında çeşitli konuların konuşulduğu hoş bir sohbet, aktivistlerin yaşamlarında kayda değer bir yer teşkil etmelidir. Bu türden bireysel yaşam örnekleri belki aktivizm sürecine etki etmiyormuş gibi hissettirebilir; ancak en nihayetinde böylesi iyi bir yaşam planı zaten sorunları ortadan kaldırdığından kişiye her şeyin yolunda olduğu hissini yaşatır. Burada belirtilen “her şeyin yolunda olduğu hissi” elbette ütopik bir sürekli iyi olma hali değildir; belirtilen şey yaşamın çeşitli kritik noktalarını belirleyerek yorumlamak ve kendimizi de gözeterek mümkün olan en iyi halimizi açığa çıkarmaktır.
Kendimizi Gözetmek Hayatımızın Geri Kalanında da İşlevseldir
En nihayetinde vegan aktivizmde öz bakımın gerekliliği birçok şeyin daha iyi hale gelmesi ve eksikliklerin giderilmesi için çok önemlidir. Kendimizi ve savunduğumuz görüşleri en iyi haliyle ortaya çıkarmak için özellikle kendimize yönelik birtakım ahlaki sorumluluklarımızın olduğunu unutmamak yerinde olacaktır. Birçok sorun bir anda meydana çıkar ve düzeltilmesi epey zaman isteyen, hatta kapatması mümkün olmayan yaralara sebep olabilir. Vegan aktivistler birçok insanın neredeyse kaldıramayacağı acıları etraflıca bildiklerini unutmamalıdır. Duygu özelinde yoğun olan bu bilme hali kişiye özel sorumluluklar yükler. Birçok veganın bu türden duygu patlamaları yaşayarak aktivizm hayatlarını sonlandırdıklarını, hatta vegan olmayan yaşamlarına geri döndüğünü duymuşuzdur. Bu mesele, yürümesi ince bir ipten yürümek gibi zorlu; fakat öğrenildiğinde bir cambazı aratmayacak kuvvete erişebilmeyi sağlayacak kadar mühimdir. İyi bir yaşam planı için en başta kendimizi sevmek veya gözetmek, bir bencillikten ziyade bir gereklilik halini alabilir ve bu durum gerçekten de, özellikle de aktivistlerin yaşam deneyimlerine baktığımızda çoğunlukla böyledir. Kütüphanede geçirilen bir gün ile eylemlilik planlarımızı örtüştürebilmek veya güzel bir tatil sonrası aktivist yaşantımıza geri dönebilmeyi başarabilmek elbette büyük meziyettir; fakat bunu yapabilmenin getirilerine baktığımızda tercih edilmesi gereken yol neredeyse belli gibidir.