Tavuklar, Çevre ve İnsanlar Açısından ‘Tavukçuluk’
Tavukçuluk sektörü hem yumurta hem de tavuk etini kapsayan bir sektör olarak diğer hayvansal ürünlere göre çok daha fazla tüketiliyor ve hayvancılık sektörü içerisinde büyük bir payı bulunuyor. Bu yazımızda tavukçuluğa üç farklı perspektiften kısaca değineceğiz; tavuklar, çevre ve insanlar.
Yılda yaklaşık 13 milyon tavuk eti için, 369 milyon tavuk da yumurtaları için endüstriyel hayvancılığın bir parçası oluyor. Bu endüstrinin diğer alanlarında da olduğu gibi bu alanda da verimlilik ön planda tutuluyor.
Genetik ıslah (selective breeding) dediğimiz, tavukların getireceği faydayı maksimize etme amaçlı yöntem yüz yıllardır uygulanıyor. Bu uygulama tavukların bedenlerinin kısa sürede aşırı büyümesini sağlıyor. Doğalarından uzak bu uygulama sonucunda bacaklarının kırılması ya da hasar alması gibi sonuçlar ortaya çıkıyor. Hatta aşırı büyüme sebebiyle organları baskı gören tavuklarda kalbin aniden durarak ölmesi oldukça sık rastlanan bir durum.
Günümüzde bir yumurta çiftliğindeki tavuk sayısı ortama 20.000. Bu yoğunluk tavukların doğal refleksif hareketleri olan kanatlarını açamamasına, hareket edememesine ve ayrıca stres yaşamalarına sebep oluyor. Oysaki, tavuklar doğal yaşamlarında meraklı ve zeki hayvanlar, koşmayı ve keşfetmeyi severler. Fakat bu sistem içerisinde sadece yemeleri ve yumurtlamaları hedefleniyor, alanları da haliyle buna göre düzenleniyor. Birçoğu yaşadıkları süre boyunca dışarıyı hiç görmüyor bile. Alan düzenlemelerine bir örnek olarak, tavuk çiftliklerinde ışıklar sürekli açık bırakılıyor ki tavuklar hep gündüz sanarak yemeye devam etsin ve daha hızlı büyüsünler.
Fabrika çiftliklerinde yetişmeseler dahi tavukların yumurtlamaya devam etmeleri onların ömrünü kısaltıyor, kalsiyum eksikliğine sebep oluyor. Yumurta çiftliklerinde bir alanda fazlaca horoz aynı anda tutulamadığı için cinsiyetleri belli olduğunda erkek civcivler doğrudan ölüme gönderiliyorlar.
Endüstriyel ya da çiftlikler (serbest gezen tavuklar, çiftlik yumurtası, köy tavuğu, geniş kafes vb) farketmeksizin tavukların insan tüketimi amaçlı yetiştirilme süreci oldukça sıkıntılı, yani zaten nasıl en iyi verim alınabilir odaklı yetiştirilen tavukların ölümlerine dek geçirdikleri süre de birçok zorluk içeriyor.
Çevreye gelirsek, tavuk yeme miktarımız ve çevreyi kirletme miktarımız doğru orantılı olarak artıyor. Tavukçuluk su kalitesini yıkıcı olarak etkiliyor, iklim krizine destek oluyor ve doğal yaşam alanlarımıza zarar veriyor.
Bir porsiyon tavuk göğsü için yaklaşık 1 kg sera gazı salınımı, 2.7 m2 doğal alan, 314.5 litre su feda ediliyor.
İneklerde olduğu gibi bir gaz çıkışı olmaması sebebiyle tavukçulukta metan gazı salınımı olmadığı ve de iklim krizine katkıda bulunmadığı düşünülebilir. Fakat aslında tavuk yemleri de dahil olmak üzere tavuk yetiştiriciliği sürecinde yüksek miktarda metan gazı salınımı gerçekleşiyor.
Ayrıca, tavukçuluğun bir çıktısı olan tavuk dışkısı ise içerisindeki yüksek nitröz oksit’ten dolayı tarımda gübre olarak kullanılamıyor. Tavuk dışkısı içeriğindeki bu nitröz oksitten dolayı metandan daha etkili olan ve 100 yıl boyunca CO2’in küresel ısınma potansiyelinin 298 katı olan güçlü bir sera gazı salınımına sebep oluyor. Tarımda da kullanılamayan bu çıktı ne yazık ki suya karıştırılarak bertaraf ediliyor. Ve bu da alg oluşumuna, yani ölü su alanlarına sebep oluyor.
Yalnızca bir kg tavuk eti için 3.3 kg yem, bir kg yumurta için ise 2.3 kg yem gerekiyor. Bu yemler kanunen yasaklı olmasına rağmen antibiyotikli oluyor ve de yemlerin içerisinde gdo bulunuyor. Ayrıca, Türkiye’de kullanılan yemlerin %70’i ithal ediliyor. Bu da lojistik kaynaklı karbon ayak izinin oluşmasına sebep oluyor.
Hayvancılık için ayrılan alanların hem orada tutulan hayvanlar hem insanlar hem de çevre için hijyen ve sağlıktan uzak olduğunu biliyoruz. Bir hastalık ortaya çıktığında bunca hayvanın canlı bir şekilde gömülmesi de etik açıdan sorgulamamız gereken sonuçlardan biri. Zoonotik hastalıklar denilen hayvandan insana bulaşan ve iki tarafında hastalıktan etkilendiği hastalık çeşidine örneklerden biri hepimizin bildiği kuş gribi. Bu hastalıkla daha yeni Teksas’ta karşılaşıldı ve şu an 10 eyaletteki inek çiftliklerine yayılmış durumda. Türler arası geçen bu hastalık kedilerde körlüğe, insanlarda yüksek ateş ve ileri durumlarda da ölüme sebep oluyor. Amerika’daki Hastalık önleme departmanı bunun bir pandemiye dönüşmesinin an meselesi olduğunu belirtti. Hayvancılığa devam ettiğimiz sürece de bu ve benzeri hastalıklar artmaya, yayılmaya ve karşımıza çıkmaya devam edecek.
Tavuklar doğada yıllarca yaşayabilen hayvanlarken, endüstriyel hayvancılıkta ortalama iki ay içerisinde ölüme gönderiliyor. Bunun sebebi de bizlerin hala bu “ürün”leri tüketmeye devam etmesi. Bireysel tüketimimizin çevresel etkisini görebilmek için şöyle bir örnek verebiliriz, yılda bir kez tavuk göğsü tüketmediğimizde 16.356 litre su tasarrufu sağlayabiliyoruz, bu da 2.700 kez tuvaleti sifon çekmekle eşdeğer.
Peki, tavukçuluğu sona erdirmemiz için bir senaryo ne olabilir? Tavukları yeniden yaban hayatına katabiliriz ve doğal döngülerine dönebilirler. 2019 yılında İtalya’da hayvancılık endüstrisindeki en yaygın tavuk cinsleriyle yapılan bir yeniden yabanlaştırma denemesinde yalnızca birkaç ay içerisinde tavukların doğal vücut yapılarına ve yumurtlama döngülerine dönmeye başladıkları görüldü. Yani, tavukların tekrar doğal döngülerine dönmeleri mümkün, yalnızca etleri için yetiştirmeyi ve yumurtalarını almayı bırakmamız gerekiyor.
Günümüzde, kuşların %70’i bizim yetiştirdiğimiz kanatlılar ve yalnızca %30’u doğal yaşamına devam eden kanatlılar… Bu dengesizlik biyoçeşitliliğin bir parçası olan insanın da 6. Yokoluşa yaklaşmasına sebep oluyor. Tavukçuluğun sona ermesi biyoçeşitliliğin de yeniden sağlanması için çok önemli. Biyoçeşitliliğin yeniden dengelenmesiyle yaban yaşamın kendi beslenme döngüsüne dönmesi de sağlanabilir ve kendi alanlarında besin bulamadıkları için kentlere inen yırtıcı hayvanlar da kendi besinlerine yeniden kavuşabilir.
Sonuç olarak gerek etik ve çevre gerek insan faydası için tek seçeneğimiz hayvansal tüketimimizi sona erdirmemizdir.
Meryem Betül Erişen
KAYNAKLAR:
https://ourworldindata.org/how-many-animals-are-factory-farmed
https://www.biologicaldiversity.org/takeextinctionoffyourplate/pdfs/ChickenFactsheet.pdf
https://ourworldindata.org/grapher/feed-required-to-produce-one-kilogram-of-meat-or-dairy-product
https://www.trthaber.com/haber/dunya/inekten-kus-gribi-kapti
https://www.atlasobscura.com/articles/raising-chickens