‘İnsanın ötesinde’ arama kurtarma çalışmaları
Deprem; birçok yıkım, can ve mal kaybına sebep oldu. Yakınlarımız ve çevremizden kayıpların olması çok üzücü ve bir o kadar aklımızda her geçen gün… ve tabii ki bu yakınlarımız arasında hayvan canlar da var.
Bizlerin yaşantısına uyum sağlayarak evlerimizde yaşayan hayvan dostlarımızın deprem gibi durumlarda başlarına gelebilecek olumsuzluklarla ilgilenme sorumluluğu da yine bizlere ait. Bu sorumluluk yoğun kent bölgelerinin dışında, çiftlik ve ahır gibi alanlarda bulunan hayvanlar için de geçerli. Sokakta yaşayan hayvanların etrafındaki yıkımlar karşısında yaşadığı psikolojik sorunlara, terk edilen ‘cins’ hayvanların etrafı anlam veremeyen bakışlarla süzmelerine şahit oluyoruz ve bu bizler için de büyük üzüntü kaynağı.
Bu süreçte kendi başlarına bırakılmış hayvanlarla iletişim kuracak ve hayvanları tedavi edecek kişilerin bölgede olmaması -ya da olamamasıyla- sıkça karşılaşıyoruz. Bunların her biri elbette insanların bizzat ilgi göstermemeleriyle alakalı değil. Kimi insanlar maalesef çeşitli sebeplerle deprem bölgesinde olamadı, enkaz altında kalanlar, ölenler ve yaralananlar oldu ya da çok çeşitli sebeplerle bu sürecin üstesinden gelemediler. Tüm bu süreci en uygun şekilde değerlendirmek ve her olayı tek tek, bağlamını iyice analiz ederek yorumlamak çok mühim.
Tüm bu yaşananlara şahit olmak, hayvan dostlarımızın o hallerini görmek nihayetinde üzücü ve bu duyguları engellemek bu tür zamanlarda neredeyse mümkün olmuyor. Keşke hayvanlar bunları yaşamasaydı ve bunların hiçbiri hiçbir canlı için gerçekleşmeseydi diyoruz. Aynı şekilde bu duygular afet bölgelerinde ya da bu tür zamanlarda bulundukça ve o atmosferi soludukça daha da kapsamlı hale geliyor.
Deprem bölgesinde bulunan hayvanların sahiplerinin durumlarını düşünmeye başlıyoruz, kim bilir o insanlara ne oldu, nasıl kötü şeyler yaşadılar diye düşündüğümüzde üzüntümüz kat kat artıyor elimizde olmadan. Bugün her şeyin aynı anda yaşandığı çok büyük bir krizle karşı karşıyayız ve en faydalı olabileceğimiz yolları bulmaya çalışıyoruz. Elimizden geldiğince terk edilmiş ya da herhangi bir gerekçeyle yardıma muhtaç olan, ihbarını aldığımız hayvanlara yardım eli uzatmaya çabaladık. Bu süreç ilerlemeye de devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Hatay’dan İzmir’e depremzede birçok hayvan geldi. Biz de hayvanların gerekli tedavilerini yapıldıktan sonra yuvalandırmak için uğraşıyoruz. Bir taraftan İstanbul’a giderek yuvalandırma gibi çeşitli konularda dayanışma ortaya koymaya çalışıyoruz. Ankara’da mevcut iletişim kanallarımızı kullanarak mümkün tüm olanaklara ve alanlara ulaşmaya çabalıyoruz. Her kurtardığımız hayvanla bağ kuruyoruz. Kurtarılan canları gördükçe her nefesin ne kadar değerli olduğunu anlıyoruz ve onlar için çaba göstermemek elde olmuyor.
Arama kurtarma çalışmaları Türkiye’de gönüllü ekipler tarafından eğitim, uygulama ve müdahale adımlarıyla ilerletiliyor. Eğitimler, çeşitli kurumlar tarafından belirli tarihlerde veriliyor ve teorik eğitimi verimli kılmak adına uygulama ile devam ediliyor. Deprem gibi olaylarda ise bu ekipler bölgede arama kurtarma çalışmalarına katılarak enkazdan ya da riskli bölgelerden hayvanları kurtarıyorlar. Arama kurtarma çalışmalarından sonra atılan adımlar ise kontrol, tedavi, bakım ve yuvalandırma oluyor.
Bizler de Animal Save Türkiye olarak çeşitli şekillerde bu eğitimleri aldık ve sahada mümkün olduğunca aldığımız eğitimlerin karşılığını vermeye çalışıyoruz. Her gün bir şeyler öğreniyoruz ve daha da iyi olmak için var gücümüzle çaba sarfediyoruz. Hayvanlar için böyle durumlarda katkı sunabildiğimizi gördüğümüzde hem sorumluluğumuzu yerine getirmiş hem de mutlu oluyoruz. Tüm ekip arkadaşlarımıza bunu aşılıyoruz ve bu tür zamanlarda hepimizin var gücüyle emek sarf ettiği bir atmosfer ortaya çıkarıyoruz.
Mühim olan, kabul ettiğimiz veganizm anlayışının en iyi halini ortaya koymak. Yaşamı savunuyoruz ve her hayvan için elimizden gelenin en iyisini mümkün kılmaya çalışmamız gerektiğinin bilincindeyiz, buna uygun davranma sorumluluğumuz olduğunu en başında kabul ettik.
Son zamanlarda birçok üzücü olayla karşı karşıya kalmak elbette herkes için yıpratıcı oldu. Yangınlar, depremler, çeşitli afetler bizlere çok hüzünlü anlar yaşatıyor. Fakat bu tür zamanlarda yardıma muhtaç hayvanlara el uzatma sorumluğumuzu her şekilde yerine getirmeye çalışmanın da pozitif yönlerini yaşamaya çalışıyoruz, bu olumlu duyguları kendimizden esirgememek bizlere en iyi aktivizmi yapmak adına motivasyon veriyor. Bu tür kriz durumlarında ya da herhangi bir gerekçeyle hayvanlara zarar vermediğimiz bir dünya için çabalamak en büyük ve asıl hedefimiz olarak kalmayı sürdürecek.
Orman yangınlarında bağıran hayvanların sesleri, enkaz altında kalan hayvanların görüntüleri zihnimizden gitmezken arama kurtarma çalışmalarının hayvanları da odağına almasını sağlamak bizim elimizde.
Animal Save Türkiye ekibinin 6 Mart Kahramanmaraş depreminde afet bölgesindeki arama kurtarma çalışmaları ve enkazdan kurtarılan canların hikayelerine sitemizde bulunan önceki yazılarımızdan ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda sosyal medya hesaplarımızdan yayımladığımız kurtardığımız hayvan hikayelerini okumak da sizlere motivasyon verebilir. Onlar için bir şeyler yapabileceğimizi görmenin onlarla kurduğumuz bağdan oluştuğunu unutmamalıyız.
Peki bundan sonra ne yapabilirsiniz? Deprem bölgelerinden kurtarılan hayvanlar için mama, bakım ve tedavi desteği verebilir, onlara geçici ya da kalıcı yuva olabilirsiniz. ‘Daha fazlasını yapmak istiyorum’ derseniz ilk yardım ve arama kurtarma eğitimlerine katılarak hayvanların yaşam hakkı için aktif rol alabilirsiniz.
Bizler Animal Save Türkiye olarak veganizm için çaba gösterecek ve bu anlamda elinden geleni en iyi şekilde ortaya koyacak herkes için kapılarımızı açık bırakıyoruz. Çeşitli zamanlarda bir araya gelerek toplantılar gerçekleştiriyoruz ya da düzenlediğimiz tüm etkinlik ya da organizasyonlarda insanlarla en iyi bağları kurmaya çalışarak anlayışımızı kuvvetli hale getirmeye uğraşıyoruz.
Sizler de aramıza katılmak istiyorsanız çeşitli iletişim kanallarından bize ulaşarak bu isteğinizden bahsedebilirsiniz.
Bir tanışma görüşmesi gerçekleştirmek ve birlikte neler ortaya çıkarabileceğimizi görmek öncelikle hayvanlar sonrasında hepimizin faydasına gerçekleştireceğimiz çalışmaların ilk adımı olacaktır.
Bir arada en iyiyi ve en adaletli olanı görebildiğimiz bir dünyayı görene dek çabalarımız sürecek. Bunu da nihayetinde hep birlikte başaracağız.
Yazarlar: Meryem Betül Erişen ve Fatih Boztemur
