Dünya Vegan Günü Vigil’i
1 Kasım Dünya Vegan Günü’nün ertesi gününde bir tanık olma (vigil) eylemi için adaklık veya kurbanlık diye tanımlanan hayvanların olduğu Ankara’da bir yere gittik. O ve onun gibi yerlerde yıl boyu koyunlar ve keçiler oluyor. Ziyaret ettiğimiz yerde yaklaşık 50 hayvan, birey başına 1 metrekare düşen bir alanda duruyordu. Dışarıda dolaşacakları, otlayacakları bir alan yoktu. Çeşitli nedenlerle oraya getirilen veya götürülenler vardır ama genelde bir hayvan için oradan çıkış insanların parasını verip alması ile olur ve bu da o hayvan için artık son günleri demektir.
Endüstriyel hayvancılıkta çok hızlı bir doğum ve ölüm döngüsü var. Olayın üzerinde düşünüp kaygılanacağımız boyutu asıl burada. Ardından kültürel ve dini yapıya bağlı olarak bu toynaklı hayvanların “Kurban Bayramı” adı altında yılın belli bir döneminde artan bir satışı ve dolayısıyla öldürülmesi durumu yaşanıyor. Öte yanda da “adaklık hayvan” kavramı var, bu da yıl boyu devam eden bir pazar. Yani ziyaret ettiğimiz yerde tanık olduğumuz endüstriyel hayvancılığın ardından ülkemizdeki ikincil bir sömürü düzeni. Bir bakıma bu acılı sistemin bir alt süreci.

Ziyaretimiz esnasında hayvanların ağılına yaklaştığımızda dikkatimizi çekmemesi mümkün olmayan bir yavru yalnız başına önde duruyordu. Bir günlük bir kuzuydu bu. Belli ki annesi orada doğum yapmış ama içinde bulunduğu yaşam şartlarının verdiği stresten olmalı ki yavruyu emzirmiyormuş. Bu konuda o yavru için yapılması hedeflenen bir şey yokmuş. Muhtemelen yaşamayacak diye bakılıyordu. Onu hayatta tutmak için verilecek çaba ve masraf o öldürüldüğünde elde edilecek getirisinden yüksek ve de riskli olmalı, hatta “çiftlik hayvanları”nın bazı sorunlarına çözüm hiç yok. Mesela bazı hastalıklarda bir koyunu iyileştirmenin bedeli, onun yerine bir başka koyunu koymaktan hep daha masraflı olacaktır. Yani bu sömürülen hayvanlar bu sistem içinde üretildikleri bir tesiste bulunmuyorsa gerçekleşen doğumlar ve bebekler hesap dışı görüldüğü için önemsenmiyor, yavrunun ölmesi sorun olarak görülmüyor. Çünkü bu hayvanlar piyasada sadece aşağı yukarı belli değeri olan birer maldır.
Bu sefer koyun ve keçi gibi küçük baş hayvan olarak adlandırılan türleri ziyaret ettik ve yaşadıklarını paylaşmak istedik. O gün orada olmayan ve devasa bir sömürüye maruz kalan başka türler olduğu gibi endüstriyel çiftliklerde yaşananlar gözümüzden, kulağımızdan daha uzaklarda tutuluyor. Bu yaşananlara kayıtsız kalmayalım, sömürüye destek olmayalım; vegan olalım.