Doç. Dr. Hakan Yurdanur’un Düşünceleriyle: #SokakKöpekleriSahipsizDeğil
Günümüz Türkiye’sinde toplumsal kutuplaşma pek çok konuda olduğu gibi sokak hayvanları konusunda da belirgin bir sorun haline geldi. Bu sorunun özellikle sokak köpekleri meselesi üzerinden nasıl şekillendiğini, daha birçok sorunu nasıl beraberinde getirdiğini ve tüm bu sorunların temelinde yatan nedenleri Hakan Yurdanur ile yaptığımız değerli konuşma üzerinden ele alacağız.
Meta Olma Paradoksu
Sokak köpekleri, özellikle son zamanlarda epey artacak şekilde toplum içinde istenmeyen varlıklar olarak kabul edildi. Ancak bu sorunun temelinde bir paradoks yatıyor: sokak köpekleri, pazarda alınıp satılabilecek birer meta değildir. Bu durum, “meta olma paradoksu” olarak adlandırılabilir. Meta, pazarda alınıp satılabilen bir mal veya hizmettir ancak sokak köpekleri bu tanıma uymaz. Sokak köpekleri doğada kendiliğinden var olur ve insan müdahalesi olmadan varlıklarını sürdürebilirler.
Bu noktada, birçok insanın sokak köpekleri konusundaki düşüncelerini yeniden değerlendirmeleri gerektiği görüşüne varabiliriz. İnsanlar bahsettiğimiz meta olma paradoksu ile yüzleşmeli ve sokak köpeklerini sadece ekonomik birer unsurdan ziyade, doğanın bir parçası olarak görmeli. Bu, birçok toplumda köpekleri ekonomik değerlendirmenin ötesinde bir varlık olarak kabul edilmesi gerektiği fikrini destekler.
Sokak Köpekleri ve Sermaye
Sokak köpeklerinin meta olmamasının temel nedeni, onların sermayeye para kazandırmamalarıdır. Sokak köpeklerinin bakımı, tedavisi, ilaçları ve gıdaları gibi unsurlar sermayeye kâr sağlamaz. Bu durum, sokak köpeklerini sermaye için değersiz kılar ve onları istenmeyene dönüştürür.
Bu noktada, ekonomik faktörlerin yanı sıra sosyal etmenlerin de sokak köpekleri üzerindeki algıları nasıl şekillendirdiğini düşünmek önemlidir. Örneğin, bazı toplumlarda sokak köpekleri, kötü şansın bir sembolü olarak görülebilir ve bu nedenle toplum içinde olumsuz bir şekilde etiketlenebilirler. Bu, sosyal değerlerin, ekonomik faktörlerle birleşerek sokak köpekleri üzerindeki negatif algıyı derinleştirdiğine bir örnek denilebilir.
Sokak Köpekleri ve Terörle İlişkilendirme
Sokak köpekleri meselesi, sadece ekonomik bir sorun olmanın ötesine geçerek, ideolojik bir boyut haline de gelir. Sermaye, sokak köpeklerinin kontrol dışı olduğunu varsayarak onları terörist unsurlar olarak lanse edebilir. Bu lanseleme, sokak köpeklerinin toplum içinde düşmanlaştırılmasına ve sermayenin kontrolü ele almasına hizmet eder.
İdeolojik bir bakış açısıyla, sokak köpekleri üzerinden yapılan bu kutuplaşmanın nasıl toplumsal bir soruna evrildiğini anlamak önemlidir. Sermaye, ideolojik bir araç olarak sokak köpeklerini kullanarak, toplumda korku ve endişe yaratır. Bu, sokak köpeklerinin sadece istenmeyen değil, aynı zamanda tehlikeli unsurlar olarak algılanmasına yol açar.
Örneğin, bazı ülkelerde sokak köpekleri, terörle ilişkilendirilerek toplum üzerinde baskı unsurları olarak kullanılabilir. Bu durum, sosyal değerlerin ideolojik bir perspektifle birleşerek, sokak köpeklerine karşı negatif bir tutum oluşturmasına neden olabilir.
Çözüm Yolları ve Toplumsal Farkındalık
Sokak köpekleri üzerinden yaratılan kutuplaşma sadece bir hayvan hakları sorunu değil, aynı zamanda toplumsal bir meseledir. Çözüm yollarını belirlemek ve toplumsal farkındalık yaratmak için çeşitli adımlar atılabilir.
Öncelikle, sokak köpekleri meselesi üzerindeki algıları değiştirmek için çeşitli anlatımlar düzenlenebilir. Topluma, sokak köpeklerinin değersiz varlıklar olmadığını, onların da birer canlı varlık olduklarını ve hak ettikleri saygıyı görmeye layık olduklarını anlatan kampanyalar yürütülebilir.
Ayrıca, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları iş birliği yaparak sokak köpeklerinin bakımı ve rehabilitasyonu için projeler geliştirebilir. Bu projeler, sokak köpeklerine insani ve etik bir şekilde yaklaşılmasını sağlayarak toplum içindeki olumsuz algıları azaltabilir.
Sonuç
Toplumsal kutuplaşmanın temelinde yatan nedenleri anlamak, çözüm yollarını belirlemek için kritik bir adımdır. Sokak köpekleri meselesi, sadece bir hayvan hakları meselesi olmanın ötesinde, toplumsal yapıdaki çatlakları ortaya koymaktadır. Bu çatlakları iyileştirmek ve toplumsal dönüşümü sağlamak için, toplumsal farkındalığı artırmak, eğitim çalışmalarını teşvik etmek ve politika düzenlemelerini yapmak önemlidir.
Ancak unutulmamalıdır ki, toplumsal dönüşüm zaman alır ve tüm paydaşların katılımını gerektirir. Sokak köpekleri meselesi, bir başlangıç noktası olabilir ve toplumsal kutuplaşmanın daha geniş bir bağlamını anlamak için derinlemesine bir çaba gerekir. Bu konuda yapılan çalışmalar, hem ekoloji mücadelesi hem de hayvan hakları savunucularının bir araya gelmesiyle daha etkili bir şekilde hayata geçirilebilir.