Veganizmin Gelecek Kuşaklar İçin Önemi

Pandemi sebebiyle ara verilen Didim VegFest bu yıl yeniden yapılmaya karar verildi. Biz de Animal Save Turkey olarak katılıp hem Türkiye’nin ilk vegan festivalini yapmış olan Didim’e destek olmak hem de yeni insanlarla tanışmak istedik.

Festival yeri daha önceki yıllarda da olduğu gibi Apollon Tapınağı’nın çevresindeki sokak olarak belirlenmişti. 3 günlük dolu dolu bir program hazırlanmıştı. Pek çok yiyecek alternatifi ve alışveriş yapılabilecek yerler vardı. Festival alanında satılan ürünlerin bazıları vegan değildi maalesef. 

Stand başvurusu yaparken festivalin adının vegan ve vejetaryen festival olduğunu gördüğümüzde bunun olabileceğini az çok tahmin etmiştik. Ancak gözlemlediğimiz kadarıyla ürün ve yiyeceklerin büyük çoğunluğu vegandı ve vegan olmayan ürünlerle ilgili Belediye çalışanları ve festival komitesinden yardım istediğimizde hemen destek oldular. Festivalde çocuklar da unutulmadı, her gün çocuklara yönelik atölyeler neredeyse gün boyunca yapıldı. Festival alanındaki mekanlar menülerine festivale özel vegan seçenekler eklemişler. Yine de gözlemlediğimiz kadarıyla standlardaki yemekler daha popülerdi.

 

Cuma günü Belediye Başkanının ziyareti ve renkli gösterilerle festival açılışı yapıldı. Günün ilk söyleşisi Sevil Baştürk’ten geldi, kendisi İklim ve Çevre konulu bir konuşma yaptı. Daha sonra Kerem Daşkıran Bitkisel Beslenme ve Spor adlı konuşmasını gerçekleştirdi. Akşam üstü de Elida Zerri Vegan Çocuk Hikayelerini bizlerle paylaştı. Elida ile biz de Pandemi sürecinde bir röportaj gerçekleştirmiştik, izlemek isterseniz buradan ulaşabilirsiniz. Vegan Şeflerden Vegan Lezzetler atölyeleri ve sos yarışması da günün renkli atölyelerini oluşturdu. Vegan sanatçıların eserlerinden oluşan Karma Sergi de beğeni topladı. Akşama da Pınar Keleş konseri ilk gün katılımcılarının günü keyifle ve eğlenceli bir şekilde bitirmesine yardımcı oldu.

İlk gün katılım açısından en sakin gündü diyebiliriz. Maalesef ki bir standda vegan olarak satılan bir üründe bal olduğunu gördük ve kaldırılmasını talep ettik. Organizasyon komitesi talebimizi olumlu karşılayarak hemen aksiyon alınmasını sağladı. 

Biz de Animal Save Turkey grubu olarak kalabalık bir ekiple hem yeni insanlar tanımaya, hem kendimizi tanıtmaya hem de Plant Based Treaty (PBT) için destek toplamak amacıyla Cuma günü sabah 10’da standımızın başındaydık. Sadece yüz yüze etkinlik ve kermeslerimizde sizlere sunduğumuz rozet ve stickerlarımızı festivale özel yeni tasarımlarla zenginleştirmiştik. Ayrıca vegan bomba, kakaolu ıslak kurabiye, portakallı damla çikolatalı kurabiye ve elmalı tarçınlı kurabiyenin yanı sıra kaju peynirli domatesli sandviçleri de standımızda hazır bulundurduk. Stand görevlilerimiz bir yandan rozet ve yemek satışı yaparken bir yandan da PBT’yi anlattı. İklim krizinde hayvancılığın rolünü bilmeyen pek çok kişi, duydukları karşısında şaşkınlığa uğrayıp bize destek olmaya karar verdi. İlk gün konuşmacılarından Sevil Baştürk sonradan standımıza uğrayarak hem rozetlerimizden alarak bize katkıda bulundu, hem de bu alanlarda bilgili ve donanımlı bir kişi olarak PBT’yi imzaladı.

İkinci gün Kutsal yol yürüyüşü ile başladı. Günün ilk söyleşisi Derya Manav’ın  Vegan Beslenme ve Sağlık konuşmasıydı. Sonrasında Cihan Baltepe’den Bitkisel Et Alternatifleri başlıklı yediklerimizin evrimi ve geleceği hakkında çok bilgilendirici bir sunum dinledik. Öğlenden sonra önce Zülal Kalkandelen Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü konulu bir konuşma gerçekleştirdi ardından da 32 yıldır vegan olduğunu öğrendiğimiz Dr. Vedat Bayer vegan beslenmenin kalp damar sağlığına olan etkisini anlatan konuşmasıyla bizi aydınlattı. Diyetisyen Meltem Erbaş Vegan Beslenme üzerine konuştu. Avukatlar Barış Karlı ve Hülya Yalçın da Hayvanlara Adalet konulu konuşmalarını gerçekleştirdiler. Günün yemek atölyeleri bir öncek güne göre daha kalabalık ve yoğun geçti, Vappy ile 1000 kişilik vegan sucuk ekmek, 50 metrelik vegan dürüm denemesi gibi lezzetli ve iddialı yemek atölyeleri, pilates atölyesi ve konser sahnesinde toplu nefes çalışması yapıldı. Akşamına da önce Atilla Volga Şengül sonra da Ceylan Ertem muhteşem şarkılarıyla bize ve tüm Didim’e müzik ziyafeti yaşattı.

İkinci günde ilk günden daha yoğun bir katılım vardı. Hafta sonu olmasının bunda büyük etkisi olduğunu düşünüyoruz. Önceki günün yorgunluğu sebebiyle Kutsal Yol yürüyüşüne katılamadık ancak saat 10:00’da standımızı açtık.

İkinci gün standımızda tatlılarımıza ek olarak bir de vegan kokoreç vardı. Daha kalabalık bir aktivist grubuyla hazır bulunduğumuz ikinci günde yeni insanlarla tanışmanın yanında farklı şehirlerden gelen tanıdık vegan dostlarımızla bir arada olmanın keyfini çıkardık. Tatlılarımız herkes tarafından çok beğenilip popüler olduğu için ayrıca sevindik. Cihan Baltepe’nin konuşmasında yemeğin geleceği üzerine düşünüp fikirler yürüttük. Sonrasında da vappy sucuklarından sucuk ekmeği afiyetle yedik. Ayrıca Gibi Vegan adlı harika yemekler yapan bir vegan mekanla tanıştık. İzmir’de olacağını öğrendiğimiz mekan henüz tam faaliyete geçmemiş, yiyeceklerini ilk defa Didim vegfestte görücüye çıkarmışlar. Biz tavuk gibi dürüme ve kavanoz tatlısına bayıldık ama tüm yiyecekleri çok lezzetliydi, açılışlarını dört gözle bekliyoruz. Ceylan Ertem’i gündüz standımızda ağırlayarak hem vegan temalı ürünlerimizi ve yemeklerimizi paylaştık hem de kendisinden PBT desteği aldık. Akşam da güzel sesinden sevdiğimiz şarkıları dinleyerek çok mutlu olduk. 

Festivalin son günü pilates ile başladı. Öğlen vegan sanatçıların konuşmalarını içeren panel ve sergi ile devam etti. Opr. Dr.  İlter Yenidede’den  Bitkisel Beslenme ve Kadın Sağlığı üzerine bilgilendirici bir konuşma dinledik. Günün mutfak atölyeleri yine keyifli ve şenlikliydi, vegan anne köftesi yapımını Limonita ve Vegan Kasap’tan tanıdığımız Deniz Yoldaç’tan öğrendik. Öğlenden sonra Atlasfolk Kültür ve Sanat Kulübü Ritim Topluluğu tarafından müzik dinletisi yapıldı. 17 gibi sonlanması hedeflenen Festival akşam geç saatlere kadar devam etti.

Bazı etkinlerin iptal olması ama duyurusunun yapılmaması ya da Kabak Sahne’de dinleyiciler için yeterince gölge alan olmaması gibi bazı konuları üzülerek fark ettik. Gelecek yıllarda bu durumun iyileştirilmesi için festival görevlileri ile görüştük.

Animal Save aktivistleri olarak festivalin son gününde pek çok gönüllü arkadaşımızla alandaki onlarca standı dolaşarak hem daha çok kişiye ulaştık hem de PBT için daha çok destek topladık. Vegan festival adı geçmesine rağmen son gün vegan olmayan pek çok kişinin de ailecek katıldığını ve veganlığa ilgi gösterdiğini gözlemledik. Ayrıca gelen geri bildirimler ve diğer vegan standlardaki dostlarımızla gerçekleştirdiğimiz sohbetlerle yılın geri kalanı ve önümüzdeki yıl için pek çok fikir ve aksiyon oluşturduk. 

Veganların bir araya gelip hem bilgileneceği hem lezzetli yemekler deneyeceği hem de rahat aktivizm yapılabilmesi için alan açan bu tarz etkinliklerin çoğalması en büyük temennimiz. Gün boyunca hem konuşma hem atölye hem de çok çeşitli diğer aktivitelere zaman ayırıp, hem de görkemli Apollon tapınağını gezebilirsiniz. Yerel üreticilerin kendi bahçelerinden toplayıp getirdiği meyvelerle çocukluğunuzun mis kokulu çilekleriyle, kütür kütür erikleriyle yeniden buluşabilirsiniz. 

Festivalde gün içinde sevdiğiniz vegan mekanlardan tanıdık yüzler, en sevdiğiniz vegan peynirin üreticisini, her gün kullandığınız B12’nin sağlayıcısını, horon tepen havuçları, halay çeken elma ağaçlarını, “kesik çayır” oynayan “yunan tanrılarını” görebilir, ülkemizin çok kültürlülüğünün bu tarz aktivitelerdeki yansımalarını da gözlemleyebilirsiniz.

Biz kendi adımıza 3 gün boyunca hem PBT için topladığımız destek hem tanıştığımız insanlar hem de bir araya geldiğimiz dostlarımız ile geçirdiğimiz keyifli zamanlar sebebiyle çok mutlu olduk. Vegan olmayan kişilerin de dikkatini çekmeyi başaran bu festival umarız gelecekte daha çok vegan topluluğun da katılımıyla büyüyüp gelişir. Didim Belediyesi’ne dördüncü kez bu festivali düzenlediği için çok teşekkür ediyoruz.