Deprem bölgesinde hayvan kurtarmaya çalışmak: Bize, ‘Binaya girmeyin, çok tehlikeli!’ dediler
Deprem sonrası ilk seferimizin ardından İzmir ekibinden Ezgi ve Esra da bölgeye gitme kararı aldı. Nilgün ve Nihal’in ilk seferden dönüşü sonrası ikinci sefer için hazırlıklar yapılmaya başlandı ve ertesi gün Esra ve Ezgi yola çıktı. Yazının bundan sonrasını Ezgi’nin ağzından dinliyoruz…
Önce İzmir’den Ankara’ya geçtik. Ankara’ya vardığımızda gece yarısıydı, bu sebeple yola çıkmadan önce orada dinlendik. Sabah ilk iş ise gelen bağışları toparladık, aracımızla gidecek olan diğer yardımları da bir araya getirdikten sonra araçla beraber tekrar yola koyulduk. İstikametimiz Gaziantep’ti.
Şehre ulaştıktan sonra ekip üyelerimizden Berkay’ın evine vardık, yola koyulmadan önce ekip arkadaşlarımızdan Rabia’da bize katılmıştı. Geceydi ve çok yorgun olduğumuz için pek bir şey yapamadık. Yol uzun sürmüştü ve epey sorunlu geçen yönleri vardı. Yine de deprem bölgesindeki insanlara dağıtmak üzere çorba hazırladık.
Ertesi gün uyandığımızda direkt hazırlanıp yola çıktık. Önce Gaziantep’teki ulaşabildiğimiz ilk mümkün ihbara gittik, o sırada Berkay ve Rabia depremzedeler için çorba dağıtmaya gittiler. Onlar çorba ve erzak yardımı yaparken biz de hayvanları kurtarmaya gittik.
17 kedinin bulunduğu bir apartmana geçtik, apartmandan bütün kedileri çeşitli yöntemlerle tek tek çıkarttık, ardından onları güvenli evimize yerleştirmeye gittik. Ayrıca mama gereksinimi olan yerlere mama dağıtımında da bulunduk. Daha sonra mola verdik ve dinlenme sonrası Kahramanmaraş’a doğru yola koyulduk.
Kahramanmaraş’ta da bütün ihbarlara elimizden geldiğince koşturduk. Çoğu yer içlerine giremeyeceğimiz kadar riskliydi, gelen ihbarlardan iki kedinin olduğunu öğrendiğimiz bir apartmana gittik. On katlı ve oldukça hasarlı bir binaydı. Epey uğraştıktan sonra o iki kediyi de kurtarabildik ve binadan çıktık. Kahramanmaraş’taki diğer ilanlara bakındık ama maalesef şartlardan ötürü çok fazla yardım edemedik.
Nur Dağı’na geçme kararı aldık, çünkü orada çok fazla ihtiyacın olduğunu biliyorduk.
Oraya vardığımız bir ihbara gittik, bir kedinin olduğu bir evdi. Kedi evde kapalı kalmış ve bulunduğu evin kapının kırılması gerekiyordu. Uzun uğraşlara rağmen maalesef içeri giremedik. Biz de AFAD’a ulaştık. İlgili kişiler binaya girmememiz, bu riski almamamız gerektiğini, çok tehlikeli olduğunu söyledi. Birkaç yerin kırılması ve farklı birçok şeyin yapılması gerekiyordu. Bu sebeple başka ilanlara da gidebilmek için maalesef oradan ayrıldık.
Farklı başka ilanlar için yola koyulsak da günün sonunda saat çok geç olduğu için ve şartların da müsait olmaması sebebiyle dinlenmeye geçtik. Hem şoförümüz artık çok yorulmuştu hem de şartlar sürekli bizi zorluyordu ve gece olmuştu. O günü toplamda 19 kediyi kurtararak tamamladık.
Ertesi gün de yola çıktık. Kurtardığımız hayvanların mevcut durumlarını iyileştirmeye çalıştık, hayvanlardan ikisini İzmir’e götürüp yuvalandırdık, birine de ekip üyelerimizden biri yuva oldu. Deprem bölgesinde ekip olarak ikinci seferimizi bu şekilde tamamladık.