Vegan ve deneysiz makyaj

Vegan kozmetik, üretim aşamalarında hayvanların kullanılmadığı kozmetik ürünleri ifade eder. Veganlar, kişisel temizlik ve makyaj ürünlerinde hayvanların kullanılmasına karşı çıkarlar. Çünkü buna gerek olmadığını düşünürler ve hayvanların zarar görmesini istemezler. Bu nedenle, vegan ve hayvanlar üzerinde test edilmemiş kozmetik ürünleri tercih ederler.
Genel hassasiyet ve farkındalık seviyeleri
Gözlemleyebiliriz ki, vegan olmayan birçok insan da hayvan deneylerine karşı duyarlıdır. Birçok kişi, hayvan deneylerinin etik dışı olduğunu kabul eder. Son yıllarda, genel anlamda vegan kozmetik piyasası da bu durumu fark etmiştir. Birçok vegan ve hayvanlar üzerinde test edilmemiş markanın ortaya çıktığını görmekteyiz ve bu ürünler giderek daha popüler hale gelmektedir. Bu durum, insanların vegan kozmetik konusundaki etik meselelere daha fazla önem vermeye başladığını bir kez daha gösterir. Bu konudaki farkındalık seviyeleri arttıkça da vegan ve hayvanlar üzerinde test edilmemiş ürünlere olan ilgi artacaktır. Özellikle sosyal medyadaki farkındalık artışı, bu ilgiyi desteklemektedir.
Hayvan deneyleri ve çağrılar
Hayvan deneyleri konusuna geçmeden önce, her yıl dünya genelinde 100 milyonun üzerinde hayvanın deneylere maruz kaldığını belirtmek gerekir. Ülkemizde ise 120 binden fazla deney merkezi bulunmaktadır ve her yıl 260 binden fazla hayvan bu deneylere maruz bırakılıyor. Bu hayvanlar genellikle küçük ve karanlık kafeslerde kötü şartlar altında yaşamaktadır. Deneyler sırasında çeşitli zararlara maruz kalıyorlar; bu da körlük, parçalanma, ağır yaralanma gibi durumları içeriyor.
Hayvan deneylerinde, onları ailelerinden zorla ayırmak, özgürlüklerini kısıtlamak, doğal ortamlarında asla yapmayacakları davranışları zorla yapmaya zorlamak, yemeyecekleri şeyleri zorla yedirmek ve ömürlerini doğal uzunluğuna kadar yaşamadan öldürmek gibi uygulamalar, bu deneylerin bir parçasıdır. Deneylere maruz bırakılan hayvanlar, zamanla stres kaynaklı davranış bozuklukları gösteriyorlar. Bu davranışlar, kendi huzurlarını bozma ya da çevrelerine zarar verme gibi şekillerde ortaya çıkıyor. Tüm bunlar, hayvanların yaşadığı zorlukların bir sonucu ve göstergesidir.
Deney sonrasında hayvanın genel sağlık durumu iyi ise ve kullanılan deneyin şiddeti hafif veya orta ise veteriner hekimin onu yeniden denek olarak kullanması mümkün oluyor. Ancak hayvan orta veya şiddetli acı yaşıyorsa veya kalıcı hasar almışsa, öldürülüyor. Günümüzde hayvan deneylerinin doğruluğunu ve kesinliğini sorgulayan bilim insanlarının sayısı artmaktadır.
Bir ilaç ya da tedavi yöntemi hayvanlar üzerinde başarılı sonuç verdiyse, piyasaya sürülmeden önce insanlar üzerinde de denenmesi gerekir (klinik çalışma). Ancak istatistiklere göre, klinik çalışma öncesinde hayvanlar üzerinde başarılı sonuç veren ilaçların %90’ının insanlarda işe yaramadığı görülmektedir. Ayrıca hayvanlar üzerinde denenmiş ilaçların çok büyük bir kısmının insanlara uygulanabilir olmadığı da bilinmektedir. Yani hayvan deneylerinden elde edilen bulguların insanlara uyarlanabilirliği bir tartışma konusu. Laboratuvar ortamındaki değişkenler, çalışma sonuçlarını etkileyebilir ve insanlarda kendiliğinden gelişen hastalıklar, hayvanlarda laboratuvar ortamında suni yollarla oluşturulduğu için tam olarak yansımayabilir.
Hayvan deneylerinin bilimsel güvenilirliğindeki problemler
Hayvan deneylerinde kullanılan hayvanlar genetik olarak insanlara uzak hayvanlardır. Örneğin, şempanzelerde yapılan deneyler, genetik olarak insanlara daha yakın oldukları için bilimsel çalışmalarda daha güvenilir sonuçlar verdiği yanılgısına neden olabilir. Ancak bu alanda incelenen 95 çalışmanın 40’ının tıbbın gelişimine katkıda bulunmadığı ortaya çıktı. Bu da hayvan deneylerinin güvenilirliğinin tartışmalı olduğunu gösteriyor.
Hayvan deneylerinin güvenilirliği konusundaki bu tartışma devam ederken, birçok bilim insanı hayvan deneylerinin kaynak ve zaman açısından da maliyetli olduğunu ve bu kaynakların alternatif bilimsel yöntemlere yönlendirilmesi gerektiğini düşünüyor. Bu nedenle de son yıllarda daha da artan şekilde deneysiz yöntemlere olan ilgi artmaktadır. İngiltere’de kök hücre ile üretilmiş dokular üzerinde yapılan testler ve mikro akışkan çip testleri gibi birçok alternatif bilimsel yöntem geliştirilmiş durumdadır.
Ancak, hala birçok yerde hayvan deneyleri ucuz olduğu için tercih edilmekte ve geleneksel yöntemler devam etmektedir. Ancak, bilimsel yöntemlerin artması ve yaygınlaşmasıyla bu durumun üstesinden gelmek mümkün. Bu konuda ilerleme kaydedebilmek için firmaların ve tüketicilerin ne kadar istekli olduğunu aktarabilmek çok önemli.
Hayvansal bileşenlerin kozmetikte kullanımı
Öncelikle belirtelim ki, vegan ve cruelty-free (cruelty-free, Türkçeye zulümsüz ya da deneysiz olarak çevrilebilir) kavramları farklı şeyleri ifade eder. Vegan ürünler, içeriğinde hiçbir hayvansal madde ve bileşeni bulundurmayan ürünlerdir. Cruelty-free ise hayvanlar üzerinde deney yapılmamış ürünleri ifade eder. Ancak bir ürün hayvanlar üzerinde test edilmemiş olsa bile içeriğinde hala hayvansal bileşenler bulunabilir. Bu nedenle, cruelty-free olan her ürün otomatik olarak vegan değildir. Bir ürünün hayvanlar üzerinde denenmeden ortaya çıkmış olması, içeriğinde hiçbir hayvansal bileşen bulunmadığı anlamına gelmez. Bu nedenle, tercih ettiğimiz ürünün hem vegan hem de cruelty-free olmasına dikkat etmek önemlidir.
Örneğin, cilt bakım ürünlerinde sıkça duyduğumuz kolajen, aslında hayvan kemiği, omuriliği, deri ve tendonlarda bulunan bir ipliksi proteinidir. Vegan kozmetik ürünlerinde, deniz yosunlarından elde edilen fito kolajen tercih edilir. Saç bakım ürünlerinde sıkça karşılaştığımız keratin ise hayvanların boynuz, tüy, yelek, kürk ve kılından elde edilir. Bu hayvansal bileşenlere odaklanmak bile, hayvan sömürüsünün geniş boyutlarını gösteriyor. Hayvanların pullarından karaciğer yağına, kıllarından tendonlarına kadar her parçalarını sömürmeye çalışan bir endüstri var. Bu maddelerin elde edilmesi için hayvanlar tutsak ediliyor, işkence görüyor ve hayatlarını kaybediyor. Bu nedenle, işkencenin bir parçası olmamak adına vegan ve deneysiz ürünleri tercih etmek çok önemlidir.
Çin pazarının rolü ve zorunlu hayvan deneyleri
Çin, ülkeye giren bütün ürünlerde hayvan deneyini zorunlu kılar. Markaların Çin pazarına girmesi, bu deneylere tabi olmalarını gerektirir. Çin, 2014’te yerli üretim için hayvan deneyi zorunluluğunu kaldırmış olabilir ancak ithal ürünler için bu durum devam ediyor. 2019’da Çin hükümeti, hayvan deneylerinin yerine kullanılabilecek bilimsel yöntemler sunmuş olsa da, bazı ürünler için hala hayvan deneyleri zorunlu olabilir. Bu nedenle, alışveriş yaparken markaların Çin pazarına girip girmediğini bilmek önemlidir.
Çatı firmalar ve markaların etik durumu
Örneğin, X markası Y markasının alt markasıdır; X markası deney yapmaz ve vegan ürünleri sunar, ancak çatı firma olan Y markası deney yapar ve bu markalar arasında bir bağlantı vardır. Bu durumda, alt markanın güvenilirliği, vegan ve deneysiz olma durumu tartışmalı hale gelir. Bazı insanlar çatı firmanın vegan olmayan ürünlerini almayı tercih etmezken, bazıları bunu kabul edilebilir bulabilir. Bu, genellikle bir etik mesele olarak değerlendirilir. Bu konu sürekli tartışılan ve anlaşılması güç bir meseledir. Genellikle bu tür tartışmalar cevapsız kalır. Çünkü markaların hayvanlara ne kadar değer verdiği gerçeği de, özellikle vegan ve deneysiz ürünlerin şu anda bir pazarlama stratejisi olup olmadığı göz önüne alındığında, bir tartışma konusudur. Bu nedenle, çatı firmanın deney yapma durumu ya da Çin pazarına girmesi, markanın etik çerçeveden ne kadar etkilendiği gibi konular tartışmalı konulardır. Bazı markalar, tepki alıp veganlaşmış veya deneyleri bırakmışken, diğerleri tamamen cevapsız kalmaya devam ediyor. Bu durum tamamen markadan markaya değişen bir durum.
Ürünleri değerlendirme ve bilgi elde etme yöntemleri
Kozmetik ürünlerinin üzerinde sıkça gördüğümüz bazı logolar, özellikle vegan ve deneysiz ürünleri belirtmek için kullanılır. Bu logolar sayesinde, bir ürünün özelliklerini kolayca anlayabiliriz. Ancak bu logolar dışında üzerinde “vegan” ya da “deneysiz” yazan ürünlerin güvenilirliğini sorgulamak önemlidir. Çünkü bazen üretim süreçleri ve içerik konularında şeffaf bilgiler sunulmayabilir. Bu durumda, markalara ulaşarak ürünün hayvansal bileşen içerip içermediği, deney yapıp yapılmadığı, lisanslama kuruluşlarına başvurup başvurmadığı gibi sorularla daha fazla bilgi talep edebiliriz. Ancak her zaman bu bilgilere ulaşmak da mümkün olmayabilir.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir başka konu da, logo olmadan sadece etiket üzerindeki bilgilerle net bir değerlendirme yapmanın zorluğudur. Bu durumda, markaya yazarak ve içeriği okuyarak daha fazla bilgi edinmeye çalışabiliriz. Bu şekilde, kozmetik ürünlerin deneysiz ve vegan olup olmadığını daha iyi anlayabiliriz. Ve markanın çatı firmasına ait olup olmadığına dikkat etmek ve Çin pazarında yer alıp almadığına bakmak son adımdır. Ancak günümüzde bu kadar karmaşık araştırmalara girmeye gerek yok da diyebiliriz. Çünkü birçok influencer ve blog yazarı, kendileri araştırma yaparak vegan ve deneysiz ürünleri bize direkt olarak sunmaktadır. Bu sayede, bu konularda bilgi akışı hızlı ve etkili bir şekilde sağlanmaktadır.
Kolaylaştırıcı uygulamalar
Eğer vegan ve deneysiz ürünlere ulaşmak ilk etapta zor gibi görünüyorsa, bu durumda uzun süredir kullandığınız, beğendiğiniz ve size iyi geldiğini düşündüğünüz ürünlerden vazgeçmek zor gelebilir. Ancak şu anda çok geniş bir yelpazede vegan ve deneysiz kozmetik ürünlerine ulaşmak mümkün. Ayrıca, insanların Instagram hesaplarını, blog yazarları ve bloglarını takip ederek işinizi kolaylaştırabilirsiniz. Son olarak, bir marka ne kadar globalleşmişse, o markanın vegan ve deneysiz olma güvenilirliğinin azaldığını belirtmek önemlidir. Yerli markalardan alışveriş yapmak bu konuda işinizi kolaylaştırabilir. Güncel bilgileri takip etmek de çok önemlidir. Bir yıl önce vegan ve deneysiz olan bir marka, artık öyle olmayabilir veya bilinen bir marka birdenbire ürünleri için test yapmaya başlayabilir.
Yazar: Ayşenur Deveci
Kaynak
-
- Gadhiya, J., Sharma, G.K., & Dhanawat, M. (2016). Alternatives to Animal Experimentation.
-
- Knight, A. (2008). Systematic reviews of animal experiments demonstrate poor contributions toward human healthcare. Reviews on recent clinical trials, 3 2, 89-96.
-
- Kınıkoğlu, O. (2020). Hayvan Deneyleri: Hayvanlar Bizim İçin Mi Var? İstanbul: Yeni İnsan.
-
- Deneye Hayır Derneği. (Nisan, 2020). Hayvan Deneyleri, Temel Bilgiler ve Sıkça Sorulan Sorular. Erişim adresi: https://www.deneyehayir.org/belgeler/indir/DHD-Temel%20Bilgiler.pdf
-
- Ergün, Y. (2010). Hayvan Deneylerinde Etik. Erişim adresi: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/25384
-
- Kınıkoğlu, O. (2019, 3 Eylül). Hayvan Deneylerine Alternatif Metotlar. Vegan Sağlık ve Yaşam. oguzcankinikoglu.com Erişim adresi: https://www.oguzcankinikoglu.com/hayvan-deneylerine-alternatif/
-
- Tavşancıl, D. (2019,18 Ocak). Biri, “Hayvan Deneyleri, İnsan Sağlığı İçin Gerekli” mi Dedi? Erişim adresi: https://lawtudent.com/makale/biri-hayvan-deneyleri-insan-sagligi-icin-gerekli-mi-dedi/
Deneysiz ve vegan ürünlere ulaşmak için bazı kolaylaştırıcı kaynaklar:
-
- https://www.etiksecimler.com/
-
- https://www.instagram.com/busrathebunny/
-
- https://www.instagram.com/deyncat/
-
- https://play.google.com/store/apps/details?id=com.deneyehayir.deneysiz
-
- https://doublecheckvegan.com/